Abbas etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Abbas etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Abbas Vesim Efendi

ABBAS VESİM EFENDİ, Kambur Vesim de denir, Türk hekim ve gökbilimci (?- İstanbul 1761). Bursalı Ali Münşi ve Ömer Şifai'den tıp, Ahmet el-Mısri’den gökbilim, yanyalı Esat Efendi'den fizik, Kâtipzade Mehmet Ref'i'den hat dersleri aldı. Mesleğini Fatih, Sultan Selim Çarşısı'ndaki dükkânında (muayenehane) yürüttü. Saray hekimliği de yaptı. Galata'da toplanan yabancı hekimlerle ilişki kurdu, latince ve fransızca öğrendi. Yapıtlarında bu hekimlere yaptırdığı çevirilerden de yararlandı. Batı etkisine açık olmakla birlikte İbni Sina tıbbına bağlı kaldı. Batı tıp kitaplarından yaptığı bir derleme olan, yazarın yeni ve eski tıpla ilgili kuralları içeren, Kitâb-ı düstûr-ı Vesim fi’t- tıbbil-cedid ve'l-kadîm adlı kitabı XVIII. yy. osmanlı tıbbının en önemli yapıtlarındandır. Macar hekim Georgios’tan çevirdiği Vesiletülmetâlib fi ilmi't-terâkib adlı kodeksinden başka bu konuda, Tıbb-ı cedîd-i kimyevi (Kimyasal bakımdan yeni tıp) adlı bir yapıtı daha vardır. Gökbilim alanında da Nehc ül-buluğ fi şerhi zici uluğ (1745) adlı bir kitap çevirdi.

Abbas Nağılı

ABBAS NAĞILI, İran şahı Abbas l'in kişiliğinden kaynaklanan azeri halk öyküsü. Azeri halk ozanı Tufarganlı Âşık Abbas'ın düzenlediği türkülü halk öyküsü.

Abbas Mirza

ABBAS MİRZA Kaçar, (Nava 1789-Meşhed 1833). İran Kaçar hanedanı veliahtı (1799-1833). Feth-Ali Şah'ın oğlu. Babası tarafından saltanat naibi atandı. Küçük yaşta, iki yardımcı verilerek Azerbaycan valiliğine getirildi. Gürcistan için Ruslarla savaştı. Gülistan antlaşmasıyla Bakü, Şirvan ve Gürcistan'ı Ruslara bıraktı (1813). Osmanlıların iç karışıklığından yararlanarak Anadolu’ya yürüdü. Cebbarzade Celalettin Paşa’yı yenerek Van, Bitlis, Muş’u aldı (1821). Ancak, ordusunda baş gösteren salgın hastalık yüzünden durakladı. Erzurum antlaşması'yla aldığı yerleri geri verdi (1823). Gence (1826) ve Abbasabat'ta (1827) Ruslara yenildi. Türkmençay antlaşması'nı yaptı, Aras'ın kuzeyini Ruslara bıraktı (1828). Daha sonra Doğu'ya yöneldi. Meşhet, Kebuşan, Serahs’ı aldı. Ülkesine batılı düşüncelerin girmesini sağladı. Yönetim, ordu ve mâliyede yenilikler yaptı. Avrupa'ya ilk kez öğrenci gönderdi.

Abbas Kulu Ağa

ABBAS KULU AĞA, Azeri tarihçi, şair ve yazar (Bakü 1794-Hicaz 1846). Bakü hanları soyundan Mirza Mehmet II’nin oğlu. Arapça ve farsça öğrendi. Tiflis'te rus ordusunda görev aldı (1820). Görevi gereği Kuzey Kafkasya, Rusya, Ukrayna, Letonya ve Polonya'da bulundu. Yazılarıyla cehalete ve boş inançlara karşı çıktı. En önemli kitabı farsça Gülistan-ı İrem’dir (1841). Bu yapıtında Şirvan ve Dağıstan'ın tarih, coğrafya, etnoloji ve kültür özelliklerini anlattı. 1846’da hacca giderken, İstanbul’da bir süre kaldı. Arapça Esrar-ül-melekut adlı astronomi kitabını sultan Abdülmecit'e sundu. (Kitap daha sonra türkçeye çevrilerek basıldı [1846]) Şiirlerinde Kutsi mahlasını kullandı.

Abbas Molla / Mirza Abbas

ABBAS MOLLA, Mirza Abbas da denir, azeri halkbilimci (1870-1920). Öğretmen ve din adamı. Azerbaycan halk bilimini inceledi, geniş malzeme topladı. Bunlardan, yalnızca yas törenlerinde söylenen ağıtların bir bölümünü yayımladı (Arvad ağısı, 1918). Gence isyanı sırasında öldü.

Abbas Hilmi Paşa / Abbas Hilmi II

ABBAS HİLMİ PAŞA, Abbas Hilmi II de denir (İskenderiye 1874-Cenevre 1944), Mısır’ın son hıdivi (valisi) (1892-1914). Hıdiv Tevfik Paşa'nın oğlu. Batıda eğitim gördü. Mısır'ı İngilizlerin etkisinden kurtarmaya çalıştı; milliyetçileri destekledi. Osmanlı yanlısı bir tutum izledi. Birinci Dünya savaşı başladığında tedavi için İstanbul'da bulunuyordu. Bir bildiri yayınlayarak, Mısır ve Sudanlıları, Osmanlılar yanında, ingilizlere karşı savaşmaya çağırdı. İngiltere, Mısır'ı koruması altına alınca görevinden uzaklaştırıldı (19 aralık 1914). Mısır 1922’de İngiltere'nin koruma ve desteği ile bağımsız olunca, amcası Hüseyin Kâmil, sultan unvanıyla yerine geçirildi. Mısır'a girmesi yasaklandı. İsviçre'de yaşadı. Türkiye, hıdivliğini, Lozan antlaşmasına kadar tanıdı (24 temmuz 1923).

Abbas Hilmi Paşa

ABBAS HİLMİ PAŞA, Abbas Hilmi I  de denir (? 1813-Benha, Mısır 1854), Mısır valisi (1848-1854). Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın torunu, Tosun Paşa’nın oğlu. Amcası İbrahim Paşa'nın ölümü üzerine Mısır valiliğine atandı.Dedesinin başlattığı reformlara karşı çıktı; danışmanları geri gönderdi. Osmanlılara yaklaştı. Fransızların Süveyş'e kanal açılması önerisini geri çevirdi. İskenderiye-Kahire demiryolunun yapımı için ingilizlere izin verdi. Devlet harcamalarını kıstı, vergileri indirdi. Kırım savaşına, Osmanlılar safında çarpışmak üzere birlikler gönderdi (1853). Çerkez köleleri tarafından öldürüldü.

Abbas Halim Paşa

ABBAS HALİM PAŞA, mısırlı prens (Kahire 1866 -ay.y. 1934). Halim Paşa'nın oğlu, sadrazam Sait Halim Paşa'nın kardeşi; İsviçre’de öğrenim gördü. Hıdiv Tevfik Paşa’nın kızıyla evlendi (1895). Meşrutiyetten önce Şurayı devlet üyesiydi. Kardeşinin sadrazamlığı sırasında Bursa valisi, nafıa nazırı (1915) oldu. Mütarekeden sonra İngilizlerce Malta'ya sürüldü. Serbest bırakılınca önce İstanbul'a, sonra Mısır'a gitti.

Abbas Efendi, Abdül-Baha

ABBAS EFENDİ (Abdül-Baha). bahai hareketinin kurucusu Bahaullah’ın büyük oğlu (Tahran 1844-Hayfa 1921). Babasıyla birlikte İran’dan Bağdat’a sürüldü Burada Bahaullah’la kardeşi Mirza Yahya Subhi Ezel arasında önderlik konusunda anlaşmazlık çıktı. Osmanlı devleti her ikisini de önce İstanbul’a sonra Edirne'ye gönderdi. Anlaşmazlıkları sona ermeyince Bahaullah Akkâ'ya, Mirza Yahya Subhi Ezel de Kıbrıs’a sürüldü. Bütün bu sürgünlerde Abbas Efendi babasının yanındaydı. Babası ölünce, taraftarlarının büyük bölümü kendisine bağlandı. 1908 meşrutiyetine kadar hapiste kalan Abbas Efendi, 1910'da Avrupa ve Amerika’yı içine alan büyük bir propaganda gezisine çıktı. Başta New York, Los Angeles olmak üzere, birçok amerikan kentini, Ingiltere, Fransa ve Almanya gibi avrupa ülkelerini dolaştıktan sonra Akkâ’ya döndü (1913). Birinci Dünya savaşı sırasında, Osmanlılara karşı tutumu nedeniyle İngiltere tarafınden kendisine asalet unvanı verildi. Daha çok babasının düşüncelerine dayanarak yazdığı eserleri arasında, Risale-i medeniyye; gezilerini anlattığı Makale-i şahsi seyyah; Risale-i siyasiyye ve ilk babiler ile bahailerin yaşam öykülerini anlattığı Tezkiret ül-vefa anılabilir. Kimi yapıtları İngilizceye çevrildi.

Abbas Bin Velit

ABBAS BİN VELİT, emevi komutan (?-Harran 750). Halife Velit I’in oğlu. Bizanslılarla yapılan savaşlarda ün kazandı. Velit'in halifeliğinin ilk yıllarında, amcası Mesleme ile birlikte Kapadokya'nın önemli kalelerinden Tuvana'yı ele geçirdi (707). Bir yıl sonra Yalvaç'ı aldı. Irak valisi Yezit bin Muhalleb’in ayaklanmasını bastırdı. Velit II halife olunca, halifelik davasında bulunan kardeşi Yezit’e biat etti. Mervan II tarafından hapsedildiği Harran’da öldü.

Abbas Bin Muhammet

ABBAS BİN MUHAMMET, abbasi komutan (738-? 802). Halife Ebülabbas es-Saffah ve Ebu Cafer el-Mansur’un kardeşi. Malatya'nın ele geçirilmesine katıldı (756). Elcezire (Mezopotamya) valiliğine atandı (759-772). 775'te halife Mehdi' nin Anadolu’ya gönderdiği ordunun komutanı olarak büyük başarı kazandı.

Abbas Bin Mirdas

ABBAS BİN MİRDAS bin Amir bin Harise bin Abd Kays, arap şair (VI. yy.’ın ilk yarısı) Muhadramun kuşağı şairlerinden. Süleym kabilesinden ve ünlü kadın şair el-Hansa’nın üvey oğlu. Ailece Dimar adlı bir puta tapıyorlardı. Söylentiye göre, bir gece Abbas bin Mirdas'ın rüyasına giren put, artık değerini yitirdiğini, Hz. Muhammet'e inanmak gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Hz. Muhammet’in Mekke’yi fethetme hazırlıklarında bulunduğu bir sırada Medine’ye gitti. Müslümanlığı benimseyerek kabilesine döndü ve putu yaktı. 900 kişiyle Mekke’nin fethine ve Huneyn'deki savaşa katıldı. Savaştan sonra payına düşen ganimeti az bularak bu düşüncesini yazdığı bir hicivde dile getirdi ve payının artmasını sağladı. Yeniden kabilesinin bulunduğu yere döndü. Halife Ömer döneminde de (634-644) yaşadığı anlaşılan Abbas, bu dönemde Basra yakınlarına yerleşti. Sık sık Basra'ya gelerek hadisler nakletti. Muhâcât (Hicivleşme) ve Yemen seferi için söylediği Kaside'si ünlüdür. Şiirleri, lehçe özelliklerini yansıtması bakımından önem taşır. Şair olduğu kadar savaşçılığıyla da tanınmıştır.

Abbas Bin Memnun

ABBAS BİN MEMUN, abbasi komutan (?-Menbiç 838). Halife Memun'un oğlu. Elcezire (Mezopotamya) valiliği yaptı. Bizanslılarla savaşlarda ün kazandı. Mutasım’ın halifeliğine karşı, hilafet davasında bulunmaya kışkırtıldıysa da kabul etmedi. Mutasım’a karşı hazırlanan suikast girişiminden sorumlu tutuldu, hapsedildiği Menbiç’te öldü.

Abbas Bin El-Ahnef, Ebülfazl

ABBAS BİN EL-AHNEF (Ebülfazl), arap şair (? 750-Basra 808 ?). Ağıt şairi olarak tanınır. Bağdat'ta büyüdü, şiire gençliğinde başladı. Harunurreşit’in sarayına kapılandı, nedimlerinden oldu. Nükteleriyle halifenin beğenisini kazandı. Horasan ve Ermenistan seferlerinde halifenin yanında bulundu. Birçok gazelinde ve içinde aşk duygularını da dile getirdiği ağıt türündeki şiirlerinde, Ömer Bin Ebi Rebia gibi, Hicaz şairlerinin etkisi görülür. Bulunduğu çevre gereği, Harunurreşit ve sarayındaki kadınların hoşlanacağı şiirler yazdı. Bu özellikleri nedeniyle şiirleri dönemin ünlü şarkıcısı İbrahim el-Mavsilî tarafından bestelenip söylendi. El-Abbas’ın aşk duygularını da içeren ağıtları yalnızca Irak’ta değil, müslüman İspanya'sında da yeni bir çığır açtı. Şiirleri önce Zunbur, ardından da Ebu Bekir es-Sulî tarafından bir araya getirildi. Bunların büyük bir bölümü İstanbul'da basıldı (1880).

Abbas Bin Ebulfutuh

ABBAS BİN EBULFUTUH, fatımi vezir (?-1115-? 1154). ibni Masal'ın vezirliğine karşı ayaklanan üvey babası ibni Sallar’ı destekledi, ibni Sallar vezir olunca Suriye’deki Askalan garnizonu komutanlığına atandı. Oğlu Nasirettin Nasr ile anlaşarak üvey babasını öldürttü; vezir oldu (1153). Daha sonra halifeyi de öldürterek cinayeti halifenin akrabalarına yüklemek istedi. Halkın tepkisi karşısında Suriye’ye kaçtı. Franklar tarafından öldürüldü.

Abbas Bin Amr

ABBAS BİN AMR, abbasi komutan (?-Rakka 918). Abbasi halifesi Mutezit tarafından Yemame ve Bahreyn valiliğine atandı. Karmatilerin ayaklanmasını bastırmakla görevlendirildi; yenildi, tutsak oldu (900). Halifeye haber götürmesi için sağ bırakıldı. Döndükten sonra ününü yitirdi.

Abbas Bin Abdulmuttalip

ABBAS BİN ABDÜLMUTTALİP, Peygamber’in amcası, Abbasi hanedanının atası (?-Medine 652). Zengin bir tüccardı. Müslümanlığı benimsememesine karşın Peygamber’in düşmanlarına katılmadı. Ebu Talip ölünce Peygamber’in koruyuculuğunu üstlendi. Ancak Bedir savaşı'nda (623) müslümanlara karşı savaştı; tutsak oldu, fidye vererek kurtuldu. Mekke'ye döndükten sonra Peygamber ve medinelilerle ilişkisini sürdürdü. Aslında müslüman olduğu, Medine’ye gitmek istediği, Peygamber’in isteğiyle Mekke’de kaldığı söylenir. Mekke üzerine yürüyen Peygamber'e, müslümanlığını açığa vurarak kentin dışında katıldı (630). Mekke müslümanların eline geçtikten sonra eski işi şikayet (hacılara su dağıtma görevi) kendisinde bırakıldı. Peygamber’i parasal yönden destekledi. Ömer döneminde (634-644) ganimetlerden pay aldı; buna karşılık Medine'deki bir mescitin genişletilmesi için evini verdi.

Abbas Ağa

ABBAS AĞA, darüssaade ağası (?-Mısır 1671). Mehmet IV’ün annesi Hatice Sultan’ın zenci ağalarından. Muhlis Ağa'nın ölümü üzerine, darüssaade ağası oldu (1668). İstanbul’da birçok çeşme, hamam, okul ve cami yaptırdı. Görevinden ayrıldıktan sonra gönderildiği Mısır'da öldü. Beşiktaş’da yaptırdığı caminin bulunduğu semt, onun adını taşır.

Abbas, Ferhat

ABBAS (Ferhat), Cezayirli siyaset adamı (Taher 1899-Cezayir 1985). Setif’te eczacılık yaptı, 1938’de Cezayir halk birliği’ni kurdu; 1943’te, fransız sömürgeciliğine karşı suçlama niteliğindeki cezayir halkının bildirisini yayımladı, 1946’da Cezayir bildirgesi demokratik birliği partisi’ni kurdu; bu parti Fransa'ya bağlı federe bir Cezayir öneriyordu, ikinci kurucu meclise, sonra da 1948’de Cezayir kurucu meclisine seçilen Abbas, ayaklanmanın başlaması üzerine Kahire'ye gitti. 1958’den 1961 'e kadar Cezayir Cumhuriyeti geçici hükümeti başkanlığı yaptı. 1961'de geçici hükümetin dışında bırakılan Abbas, bağımsızlıktan sonra Cezayir ulusal kurucu meclisi’ne Setif milletvekili seçildi (eylül 1962) ve meclis başkanı oldu, ama Ben Bella’nın köktenci girişimlerine karşı çıktığı için ağustos 1963'te istifa etmek zorunda kaldı. Ulusal kurtuluş cephesinden atılan Abbas, tutuklanarak temmuz 1964'ten haziran 1965'e kadar hapis yattı.

Abbas II

ABBAS II, Safevi hanedanından İran şahı (1633-1667) 1642’den 1667’ye kadar hüküm sürdü. Kandahar'ı Moğollardan geri aldı. Fransız gezginleri Chardin ve Tavernier'ye karşı iyi niyetli, hristiyanlara hoşgörülü davrandı, ülkesinin Osmanlılarla ilişkilerini düzeltti.